From Conscientious Generation to A Conscientious Society

“İç duygusu, şuur”, gibi manalara gelen vicdân, terim olarak insanın kalbine doğan bir his, hayır işlemekten hoşlanan, kötülük etmekten huzursuz olan iyiyi kötüden, hayrı şerden ayıran ahlaki duygudur. Bu seçici ve ayırt edici melekeye vicdan denilmektedir. yüzden o, fiil davranışları üzerinde müspet ya da menfi tesire sahiptir. Vicdan kişinin bütün işlerinde “oto kontrol” görevini üstlenmektedir. Kur’an’da geçmemekle birlikte birçok yerde iradeye dayalı eylemlerini ahlâki ölçüler çerçevesinde denetleyen nefis, kalp fıtrat ile aynı anlamda kullanılmaktadır. çalışmada, vicdanlılık vicdansızlık aile çevre ekseninde sosyo-dini perspektifle dökümantasyon yöntemiyle ele alınmış teorik tartışılmıştır. Amaç, toplumun vicdanlı hale gelmesinin bireylerin vicdanlılığından geçtiğini bu sürecin toplumsal açıdan önemini ortaya koymaktır.Hiçbir insan dünyaya gelirken din, etnik, kültürel yönlerden kendinden farklı olanlara karşı vicdansız, hoşgörüsüz saygısızlık olumsuz niteliklere sahip değildir. Öyle olsaydı, insanların oluşturmuş olduğu maddi manevi kültür unsurlarından kültürün yeni kuşaklara aktarılması onlar üzerindeki etkisinden söz edilemezdi. Bilmekteyiz ki, içerisine doğmakta kültürü içselleştirerek yaşamakta böylece sosyalleşmesini sürdürmektedir. perspektiften bakılınca kültürünün oluşmasında eğitimin önemi daha iyi kavranabilir. Başka deyişle vicdansızlık, merhametsizlik, hoşgörüsüzlük öğrenilmiş davranıştır. Doğuştan getirdiğimiz vicdan, içinde bulunduğumuz yaşantılarımız gelişir geriler. Olumlu ortamlar içerisinde değerler normlarla sosyalleşme sürecini tamamlayan bireyin vicdanı gelişirken, aksi durumu yaşayan ise gelişme seyri izler. Dolayısıyla vicdanın sağlam kalması, bozulmaması için inanmaya kirletilmemeye ihtiyacı vardır.İnsan, üstün yeteneklerle donatılmış olmasına rağmen iyiliğe kötülüğe yönelebilmekte, bazen yüce mertebelere çıkarken en aşağı derekelere düşebilmektedir. İnsanın, fıtratı korunursa kişi, kişilerden oluşan toplum; korunamadığında ise, hoşgörüsüz, vicdansız kişi meydana toplum çıkar. zihinsel, fiziksel süreçlerinin sonucunda çıkacak durumdur. İnsan başıboş varlık Onun kendisine, ailesine, toplumuna hatta tüm insanlara görev sorumlulukları vardır. Bunlardan önemlisi başta Mutlak Varlığa yarattığı mahlûkata sorumluluk bilinciyle hareket etmektir. bilinci kazanılabilmesi ailede çevresel faktörler sosyalleşmesi, merhamet, acıma, sadakat adalet duygu değerlerin kendisine kazandırılması gerekmektedir. noktada aile, birincil derecede önemlidir. Çocuğun ilk taklit ettiği özdeşim kurduğu davranış yüklü ortam olması hasebiyle vicdanın, merhametin, saygı sevgi kazanıldığı yahut çekişmenin, çatışmanın, acımasızlığın öğrenildiği yer olur. toplumun, olumlu de tipinin oluşmasına neden olmaktadır. Bir eğitim kurumu ailenin hedefi, nesillere değerleri kazandırarak onları her türlü taciz tecavüzden uzak bireyler yetiştirmek suretiyle huzurlu inşa Sosyalizasyon sürecinde enstrümanları oluşturan okul, öğretmen, akraba, akran gurupları, okunan kitap, romanlar, hikâyeler, kitle iletişim araçları diziler çocuklara veya şahsiyet özelliklerini kazandırmada büyük öneme araç-gereçler, insana faydayı onun eğitimini, karakterli geliştirilmesini esas alırsa, şiddet, gasp, öldürme vb. davranışlardan uzak, birbirini seven, hak hukukuna riayet eden, birbirlerine iyilik etmekte yarışan merhamet sahibi gelmiş